Felaket Kurtarma ve İş Sürekliliği

Yapılan araştırmalar firmaların felaket sonrası eğer veri kaybı çoksa ve/veya hizmetin tekrar çalışır duruma gelişi uzun sürmüşse kısa bir süre sonra rekabet güçlerini kaybettiklerini ve iflas edebildiklerini göstermiştir. Burada en önemli kriter, sorunun oluştuğu saat ile geçmişteki geri dönülebilen saat arasındaki süre ve sistemin tekrar çalışır duruma gelene kadar geçen süredir. Her ikisi de zamanla ilgilidir. O yüzden bu tip projelerde iki önemli zaman değişkeni vardır:

  • RPO (Recovery Point Objective) : Verinin ne kadar zaman önceki haline dönebildiğinizi ifade eder. Örneğin veritabanının erişilebilen ve sağlıklı son hali 10 dakika önceki hali ise RPO= 10 dakikadır.
  • RTO (Reovery Time Objective): Verinin tekrar çalışır ve kullanılır duruma gelene kadar geçen süreyi ifade eder. Yukarıdaki örnekle veritabanının 10 dakika önceki halini 15 dakika içinde çalışır ve kullanılabilir duruma getirmeyi başardıysak RTO=15 dakikadır.

Bu iki değişkendeki değeri belirleyen ise “Senkron”, “Asenkron” ve “Senkron Aynalama” olarak adlandırılan replikasyon tipleridir. Senkron, Asenkron ve Senkron Aynalama (Mirroring) replikasyon tiplerine göre RTO ve RPO değerleri farklılık gösterir. Böylece proje için bir Felaket Kurtarma ya da İş Sürekliliği projesi demek mümkün olur.

Asenkron ve Senkron replikasyon yapılan ortamlarda “Felaket Kurtarma” projesi söz konusudur. Çünkü RTO ve RPO değerleri birbirinden farklı değerlere sahiptir. “Senkron Mirroring” replikasyon yapılan ortamlarda ise “İş Sürekliliği” projesi söz konusudur. Çünkü RTO ve RPO değerlerinin ikisi de sıfırdır. Yani hiçbir veri kaybı olmadığı gibi veriye erişimde de bir kesinti yoktur. Firmalar mevcut yapılarına ve ihtiyaçlarına göre “Felaket Kurtarma” ya da “İş Sürekliliği” şeklinde çalışabilirler ya da ikisini birden de çalışabilirler.

Felaket Kurtarma Projelerinde Kullanılan Replikasyon Tipleri:

  • Senkron Replikasyon: Veri kaybı olmaz fakat sistem kesintisi olur. RPO = 0 = veri kaybı yok, RTO = y = sistem belli bir süre sonra çalışır duruma gelir. (y: saniye, dakika, saat, gün vb olabilir)
  • Asenkron Replikasyon: Veri kaybı var, sistem kesintisi var. RPO = x : eski bir saate dönüldüğü için veri kaybı var, RTO=y : sistem belli bir süre sonra çalışır duruma gelir. (x ve y: saniye, dakika, saat, gün vb olabilir)

İş Sürekliliği Projelerinde Kullanılan Replikasyon Tipleri:

  • Senkron Aynalama: Veri kaybı yok, erişim kaybı yok bu sebeple bu tipte replike olan veri depolama sistemlerinden biri arızalansa dahi kullanıcılar çalışmaya devam eder. RPO=0, RTO=0

Opotech firmaların RTO ve RPO ihtiyacına göre yeni nesil teknolojiler ile firmalara çözümler sunar. Özellikle iş sürekliliği projelerinde maliyetler yüksek, altyapı karmaşık ve yönetim zordur.  Bu noktada sahip olduğumuz yeni nesil çözümlerle projelerde toplam sahip olma avantajı ve kolay yönetim sunmaktayız.

Yedekleme, firmalar için olmazsa olmaz çözümlerden biridir. Çünkü veriyle ilgili yaşanan bir problemde geri dönüş için kullanılan ilk başvuru kaynağı yedeklerdir. Burada da en kritik konu en hızlı şekilde yedeklerden geri dönebilmektir. Çünkü günümüzde artan güvenlik tehditleri, yedekleme işini firmalar için çok daha kritik noktaya taşımıştır. Özellikle kurumsal verilerin şifrelenmesi ve şifrenin açılması için ciddi miktarda mali zarara sebep olan fidye yazılım (Ransomware) atakları her geçen gün kurumlardaki riskleri arttırmaktadır. Dolayısıyla yedekleme sadece veriyi yedeklemekten ibaret bir konu olmaktan çıkmış, sorundan bir an önce kurtulmayı daha önemli hale getirmiştir.

Uzun bir geçmişe sahip yedekleme çözümleri dünyası, halen birçok bileşeni beraberinde kullanmayı da zorunlu kılmaktadır. Yedekleme sunucusu, proxy/media sunucusu, katalog veri tabanı sunucusu, D2D/NAS/SAN sistemler vb. Dolayısıyla bu durum karmaşık yedekleme altyapıları ortaya çıkarmaktadır. Bu tip çözümler halen pazarda lider üreticiler ile yer bulurken, tüm bu bileşenleri bütünleşik bir yaklaşımla sunan ve karmaşayı ortadan kaldıran çözümler de lider firmalar arasına girmiştir.

Opdotech olarak geri dönülemeyen bir yedek, yedek değildir anlayışı ile günümüz tehditlerine karşı yedeklerinizi koruyan yedekleme/kurtarma çözümleri sunmaktayız. Böylece firmalara yüksek maliyet avantajı, güvenlik, kolaylık ve performans sağlayan çözümleri sunmaktayız.

Verinin her alanda kritik ve bir o kadar önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Aslında yaşadığımız döneme veri çağı demek de yanlış olmaz. Çünkü yoğun bir dijitalleşme sürecine girdiğimiz çağımızda veri erişilmedikçe, işlenmedikçe ve hızlı sunulmadıkça kurumların hizmet sağlanması da mümkün olmamaktadır. Paranın bile veriye (bitcoin) dönüştüğü görmekteyiz. Veri artık kurumların yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli en temel yapı taşı olmuştur.

Veri, karakterine ve erişim tipine göre de farklı formlarda karşımıza çıkmaktadır. Karakterine göre “Yapısal (Structured)” ve “Yapısal Olmayan (Unstructured)” veri olarak ayrılırken, erişim tipine göre de “Sıcak (Hot)”, “Ilık (Warm)” ve “Soğuk (Cold)” olarak ayrılmaktadır. Yapısal olan veriler günümüzde veri tabanı, sanallaştırma gibi altyapılarda aktif kullanılırken, yapısal olmayan veriler daha büyük bir sahada üretilmektedir. Örneğin sosyal medyada kullanılan resim ve videolar gibi, ya da yedekleme verileri ya da hastanelerde çekilen rontgen, ya da alış veriş merkezinde güvenlik kamerasının çektiği video kaydı, IOT merkezli veriler, SIEM logları vb.

Opdotech olarak verinin bu kadar kritik olduğu çağımızda verinin her karakteri ve tipi için yeni nesil ve uçtan uca entegrasyon sağlayan çözümler sunarak firmalara en yüksek faydayı sağlamaktayız.

Sanallaştırma her ne kadar sunucu sanallaştırma ile başlasa da günümüzde bir çok alanda gelişmeye, büyümeye ve yerini sağlamlaştırmaya devam etmektedir. Artık sunucu dışında birçok alanda yazılım ve donanım çözümlerinin gelişmesine paralel olarak network, WAN, veri depolama çözümlerinde de sanallaştırma önemli bir yer kazanmıştır. SDWAN (Software Defined WAN), SDN (Software Defined Network) ve SDS (Software Defined Storage) gibi çözümler sanallaştırma teknolojisinin bugün ve gelecekte bilgi teknolojileri pazarına yön vereceği aşikardır. Bu noktaya gelinmesinde yazılım teknolojilerinin gelişimi önemli bir etkendir.

Son zamanlarda Container mimarileri ile sanallaştırma teknolojileri farklı bir boyut kazanmaya devam etmektedir. Container mimarisinin de ciddi bir Pazar oluşturmaya başlaması yine yazılım teknolojilerinin gelecekte yerini daha da sağlaştıracağına bir kanıttır.

Bulut hizmetlerinde de sanallaştırma teknolojileri yoğun olarak kullanılmakta ve firmalara hizmet olarak sunulmaktadır. Sanallaştırma teknolojilerinin bu kadar ön plana çıkmasında en önemli faktör kaynakların en etkin şekilde kullanılması ve bu sayede firmalara büyük bir verimlilik getirmesidir.

Opdotech olarak Bilişim teknolojilerinde Software Defined Data Center (SDDC) vizyonuna inanmaktayız.

Bütünleşik mimariler, sunucu sistemler üzerinde gelişen, CPU, disk ve network teknolojilerini tek bir platform altında birleştirerek sunan çözümlerdir. Özellikle ölçeklenebilen yapılar için ihtiyaca göre kapasite ve performans tarafında liner olarak kaynakları kesintisiz arttırabilme imkanı sağlamaktadır. Bu haliyle “Scale-Out” mimari ile gelen çözümlerdir. Böylece kurumlar tek bir platform altında hem veri depolama hem de işlem güçlerini büyütebilmektedir.

Bütünleşik sistemler firmalara esnek, ölçeklenebilir ve kolay yönetilebilen bir yapı sunarak toplam sahip olma avantajı sunabilmektedir. Tabii bu sistemlerde önemli  nokta ihtiyacın tam olarak bütünleşik sistemle karşılanıp karşılanmayacağının tespitidir. Çünkü halen kurumlarda işlemci ve veri depolama ihtiyaçları birbirinden ayrı olmayı gerektirmektedir.

Veri merkezlerinin temel bileşenlerinden biri olan sunucu sistemleri, bugün farklı formalarda (rack, tower, blade) karşımıza çıkmaktadır. İş kritik uygulamalar ve sanallaştırma platformları için  gerekli CPU ve memory gücünü ve ağ erişimlerini sağlamaları sebebiyle kritik bir yere sahiptirler.

Hatta gelişen bilgi teknolojileri pazarında yazılımların öne çıkması sebebiyle sunucu sistemleri “Software Defined Storage” ve “Hyperconverged” gibi “Scale-Out” çözümlerin altyapısını oluşturmaktadır. Bu haliyle sunucu sistemleri ileriye dönük olarak da kritik ve değişmez bir yere sahiptir ve gelişen CPU teknolojileriyle de sürekli yeni teknolojileri sunma imkanı vermektedir.